Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Bakan Soylu: Bahçeli'ye katılıyorum

Soylu: Bir seçim, seçilecek kişilerin tartışılmasını ortadan kaldıracaktır

  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu seçimin bu tartışmadan yoksun bırakılabilmesi için, Sayın Bahçeli'ye katılıyorum, tekrarlanması bu tartışmaların seçilecek kişileri gölgede bırakmasını ortadan kaldıracaktır." dedi

Giriş: 09 Nisan 2019, Salı 16:50
Güncelleme: 09 Nisan 2019, Salı 17:11

Soylu'nun açıklamaları şöyle;

..Özellikle bazı şeyleri üzülerek de görüyorum. Sanki devlet kapısından hiç girmemiş insanların yorumlarıyla karşı karşıyayız. Bunu sayın Kılıçdaroğlu ve sayın CHP Genel Başkan Yardımcısı için söylüyorum. Yazık diyorum. Bunca yıl devlette öyle veya böyle çalışmış. Bu ülkenin vergileriyle maaş almış. Hiç devlet bilmeden, kurum bilmeden cahilane tarafları üzüntüyle takip ediyorum. Bizim şahsımızın burada bir ehemmiyeti yok. Eğer devlette bu kadar görev yapmış insanların devletle ilgili en ufak bilgileri söz konusu değilse, televizyon karşısına çıkıp kendilerini sorumlu hissedip değerlendirme ortaya koyuyorsa, bu değerlendirmenin devlet tecrübesiyle ilgisi yoksa bu cahilliktir veya kötü niyettir.

Seçimi yürüten kurul Yüksek Seçim Kurulu'dur. 15 yaşında ilk seçimle tanıştım. Henüz seçmen rüştüne sahip değilim. Okullarda hepimize öğretilir. Seçim kurulları yönetir, meselenin güvenliği bize aittir. Seçim kurullarındaki hakimlerin Adalet Bakanlığı'ndaki münasebeti ise Adalet Bakanlığı bünyesinde bulunmasından ibarettir. Büyükçekmece'de bir olay sözkonusu olmuş. Bugün olmamış.Bu olay yolsuzluk, usulsüzlük olayı. Seçime yönelik olmuş. Bu olayın anlaşılması seçim takvimi içerisinde AK Parti teşkilatlarının seçim kuruluna müracaatıyla meydana gelmiş. Denmiş ki, 'burada birileri haksız bir seçmen yazımı sözkonusu'. Bu nasıl tespit edilmiş, seçim takvimi içinde tespit edilmiş. Bunu yapan oradaki mevcut belediye başkanı yakınları.

Olayın nüfus müdürlüğüyle ilgisi, bir kişinin bir yere nakli beyanıyla ve birtakım belgelerle ilgilidir. Kimse kendini gidip de bir arsaya yazamaz. Oraya bir kişiyi yazarken de ikamet olarak yazarken ona göre karar verir. Bu bilgiyi oraya belediyeler aktarır. O da onun üzerine yazar. Burada hatırlarsanız biz yeni kimlik dağıtımına geçtik. Nüfus idarelerinde pasaport veriyoruz. Mevcut personel sayısını arttırmamız gerekiyordu. O zaman elinizde personel varsa personel alalım dendi. Büyükçekmece'de geldi oturdu ve oradaki çalışmasını ta 2019 seçimine dayandırdı. Neticede bilgisayarın başında olan adam. Burada arsa, işyerine, meskenin içerisine oturmayan insanı yerleştirebilecek anlayışı koyabiliyor.

Askıya çıktığı zaman bir kısmının itiraz süresi çerçevesinde bir kısmını tespit ettiler. Oradaki zaman limiti buna müsaade etmedi. Hatırlarsanız, Türkiye'nin her tarafına muhtar seçimleri münasebetiyle birtakım gidişler sözkonusuydu. Biz de işimizi gücümüzü bıraktık 'şu adamlar burada oturuyor mu?' diye bilgileri soruşturmaya başladık. Burada suç duyurusunda bulunduk. Oradaki kim? Belediye görevlisi. İrtibatlı olan kim? Belediye Başkanıyla ilgili. Biz aynı zamanda bakanlık olarak da hem oradaki tahkikatı, kaymakamımız, valimiz, mülkiye müfettişimiz devam ettiriyoruz. Bir burada bir hile var. İki burada bir emniyeti suistimal var. Üç burada bir yolsuzluk var. Bugün seçim olmasaydı biz bunu Büyükçekmece için konuşmazdık. Dışarıdan gelen ve getirilen birtakım insanların orada seçime tesir edici bir yaklaşım ortaya konulması. Bu konu AK Parti Büyükçekmece teşkilatının şikayetiyle ortaya çıkmıştır.

AK PARTİ İTİRAZ ETTİ, BİZ TAHKİKATI YAPIYORUZ

Bir suç ortada. Seçime yönelik bir yolsuzluk yapılmış. Biz normalde böyle bir şeyde nüfus idarelerinde birtakım eksiklikler olmaz mı, olur. Onun üzerine bununla ilgili idari ve adli tahkikatlar açılır. Ocak 2019'da adli tahkikat açılmış zaten. İdari tahkikat da açılmış. Biz sürecin içerisinde yürütüyoruz. Bir siyasi parti 'Benim burada hakkım gasp edildi, bunun mesulü sizsiniz' diyor. Kime diyor bunu, belediyeye diyor. Siz devletin kendisine emniyetini suiistimal ettiniz diyor. Biz şimdi maks denilen bir sisteme giriyoruz. Bu tip suiistimallerin önüne geçmek için giriyoruz. Dünyada en gelişmiş sistemlerden. Yüzde 70'i tamamlandı. Bunu ortaya çıkaran AK Parti, idari tahkikatı yapan biziz. Aradaki sonuç AK Parti 'burada şaibeli bir yazım söz konusu, ben buna itiraz ediyorum' diyor. Bu kanunun ona verdiği bir hak.

Bizim tespitlerimiz devam ediyor. Bu bizim görevimiz aynı zamanda. Bu konuda yanlış beyan, bir kamu görevlisinin suiistimaline karşı ağır cezalar var. Çok net söyleyeyim. Her bir işleme ait cezası var. Kolay bir mesele değil bu. Biz idari tahkikatı devam ettiriyoruz. Arkadaşlarımız bu konuda gerekli son raporları hazırlıyorlar.

'BİNALİ BEY'LE KONUŞMAM SORUN MU?'

Bizim iki kimliğimiz var. Adalet Bakanı ile bizim iki kimliğimiz var. Birincisi ben İçişleri Bakanıyım, Adalet Bakanı da Adalet Bakanı. Biz siyasetçiyiz aynı zamanda. Soru şu, biz işimize siyasi menfaat karıştırıyor muyuz, karıştırmıyor muyuz? Ne yapacağım yani, siyasi kimliğimi yok mu edeceğiz? Binali Bey'le görüşmeyecek miyiz? Binali Bey'le konuşmam bir sorun mu? Problem mi? Biz Binali Bey'le görüşmeden kısıt değiliz. O gün de görüşürüz, başka bir gün de görüşürüz. Burada ahlaki bir yoksunluk mu var, kanuni bir eksik mi söz konusu. Elbette değerlendirme yapacağız. Bugün de yaparım, yarın da yaparım. Siyasetimiz ve demokrasimiz açısından tehlikeli bir durumdur bu. İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı'nın layıkıyla görev yaptığına inanmıyorsanız o görevde tutmazsınız. Yaptığımız işlerle ilgili seçime yönelik eksiklik ve aksaklık ortaya koymuşlar mıdır? En ufak bir güvenlik eksikliği duymuşlar mıdır? Bunlar siyasi mugalata ve bir cahilane davranışlardır. Devleti, siyaseti bilen bu tip değerlendirmeleri yapmaz. Bu siyaset kişiliğimizi üzerimizden atmamızı kimse istemesin. Dün de öyleydik, bugün de öyleyiz, yarın da öyle olacaktır. Bu siyasi kişiliğimizle ilgili bu görevler bize verildi. Suçüstü yakalananların karşı tarafa çamur atma davranışlarıdır. Toplantı yapmışız da ne olmuş yani? Bir araya geldik, doğru. Binali Bey bizim büyüğümüz, özelde de ağabeyimiz. Biz onun kabine kurulunda üyeleriyiz, bir önceki kabinede, kabine arkadaşlarıyız. Sanki gizemli bir şey konuşuluyormuş gibi.Biz her gün bir araya geliyoruz. Yarın da geliriz.

"BEN SAYIN BAHÇELİ'YE KATILIYORUM"

İlk tanıştığım seçim 1984'dür. Rahmetli Ali Külünk Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı adayıydı.Babamlarla beraber sandık sandık dolaştım.Bütün seçimleri bilirim. Yüzde 90'ınında sandık kurulu üyesi oldum. Faik Öztrak, Kemal Kılıçdaroğlu kaç defa sandık kurulu üyeliği yapmış bilmiyorum. Ben hayatımda 201 rakamının sıfır yazıldığı ve bunun üs tüste konulduğu hiçbir seçim görmedim. İlk kez bu seçimde görüyorum. Türkiye'de böyle bir seçim yok. Ben 1946 seçimlerine yetişmedim. 1982'de anayasa refarandumunun nasıl yapıldığını biliyorum. O seçimlerde tak tak yapıldı. Sandık başkanları atılmayan oylara tak tak yaptı. İlk kez Türkiye'de seçim içerisinde bir kişinin oyunun sistematik ve organize bir şekilde başka bir yere yazıldığına ilk kez şahit oldum. Bu seçim hangi şekilde biterse bitsin, çok net söylüyorum, bu seçimin tartışması sürekli devam edecek. Bunun demokrasi açısından faydası var. Reyin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir bu seçim. Türkiye'de reye nasıl sahip çıkıldığının en iyi tezahürüdür. Bu seçimin bu tartışmadan yoksun bırakılması için, ben de sayın Bahçeli'ye katılıyorum. Bir seçim seçilecek kişileri tartışılmasını ortadan kaldıracaktır. İstanbul seçimlerinde sonuç ne olursa olsun bu tartışma devam edecektir, bir dahaki seçime sirayet edecektir...

Haberturk.com

Öne Çıkanlar