Bloomberght
SON DAKİKA
Bloomberg HT Haberler Nobelli iktisatçı Robinson Bloomberg HT'ye konuştu

Nobelli iktisatçı Robinson Bloomberg HT'ye konuştu

  • Nobel ödüllü akademisyen ve siyaset bilimci Prof. James Robinson, Bloomberg HT'nin sorularını yanıtladı.

Giriş: 29 Mayıs 2025, Perşembe 15:56
Güncelleme: 29 Mayıs 2025, Perşembe 17:43

Dünyada siyasi çalkantıların artmasının sebebinin bir anlamda ekonomik kurumlarin yetersizliğinden kaynaklandığını söyleyen James Robinson, "Son 50 yıldaki küreselleşme ve dünya entegrasyonu deneyimi bize şunu gösterdi: Güçlü kurumlar ekonomik büyüme ile önemli bir sinerji içerisinde" dedi.

Çin, Güney Kore, Tayvan gibi ülkelerin dünya pazarlarına erişimi olmadan bugünkü ekonomik büyümeyi gerçekleştiremeyeceğini söyleyen Robinson, "Hepimizin küreselleşmeye ihtiyacı var ama sağlam kurumlar olmazsa bu sürecin en başında ilerleme sağlamanamazdı" dedi.

Robinson BloombergHT'ye verdiği röportajda soruları karşı ayrıntılı olarak yanıtladı.

Dünya geneline sağ popülizm ve güçlü liderler görünmesinin ekonomik kurumlar ve uzun vadeli büyüme üzerindeki etkisine dair değinen Robinson şu ifadeleri kullandı:

"Bence bu gerçekten de çok karmaşık bir konu. Yani dünyada bu kadar çok siyasi çalkantı olmasının nedeni aslında bir anlamda ekonomik kurumların yetersizliğinden kaynaklanıyor. Kapsayıcı kurumların başarısız olduğunu ve birçok ülkede kapsayıcı büyümenin sağlanamaması olduğunu görüyoruz. Mesela Amerika Birleşik Devletleri'ni düşünelim, büyüme yaşandı ama bu büyüme toplumun geneline adil bir şekilde yayılamadı, insanlar bu durumdan dolayı hayal kırıklığına uğradığı, çözümler arıyorlar. Yani bu nedenle bu siyasi değişimleri altta yatan ekonomik sorunlar bağlamında değerlendirmeniz gerekiyor. Yani bu durum herkes için neredeyse bir uyarı niteliğinde."

Dünyadaki kutuplaşmanın genişlemesinin ekonomik büyüme açısından önemine de değinen Robinson; "En önemli şey güçlü kurumlar. Son 50 yıldaki küreselleşme ve dünya entegrasyonu deneyimi bize şunu gösterdi. Yani ekonomik büyümeyle çok güçlü bir sinerji içerisinde olduğunu gösterdi. Çin ya da işte Güney Kore veya Tayvan dünya pazarlarına erişim olmadan, bugünkü ekonomik büyümeyi gerçekleştiremezdi ve bu durum aslında herkesi daha iyi bir noktaya getirdi. Sadece Çinli ve Korelileri değil, Amerikalıları, Avrupalıları herkesi yani. Bu nedenle hepimizin küreselleşmeye ihtiyacı var. Ama eğer sağlam kurumlar olmazsa bu sürecin en başında zaten ilerleme sağlanamazdı, dolayısıyla bu iki unsur birlikte var olmalı" dedi.

Robinson, "ülkelerinin sanayi politikalarının yenilemesinin küresel ekonomik sistemde büyük bir değişimi mi gösteriyor?" sorusuna ise "günümüzde sanayi politikalarının artık jeopolitik nedenlerle de gündeme gelmesi söz konusu olduğunu söyledi. Çünkü küresel tedarik zincirlerinin bozulmasından endişe ediyorsunuz. Yani bu sanayi politikaları için yeni bir gerekçe ve bence önümüzdeki yıllarda bu tür politikaları çok fazla göreceğiz. Yani neredeyse kaçınılmaz gibi duruyor siyasi yelpazenin her tarafında bu konuda bir uzlaşı var gibi duruyor." cevabını verdi.

Türkiye'yi nasıl gördüğü sorulan Robinson, Türkiye hakkında uzman olmadığını ancak kendi bakış açısından Türkiye'nin ekonomik gelişimi hakkında gördüklerinin son derece heyecan verici olduğunu söyledi. Robinson, Türkiye'de pek çok şeyin başarıldığını, ama hala büyük, gerçekleşmemiş bir potansiyel olduğunu belirtti. Ayrıca, bunların bir ütopya veya hayal olmadığını vurguladı. Sebebini ise şöyle ifade etti. "Çünkü dünyada Güney Kore gibi toplumların bu potansiyeli gerçekleştirebildiğini gördük ve bence Türkiye'nin neler başarabileceğini gösteriyor."

Yapay zeka ve dijitalleşme konusunda eğer hükümetler sanayi politikalarını güncellemekte yavaş kalırsa yakın gelecekte nasıl risklerle karşılaşabileceğine dair de sorulara yanıt veren Robinson şunları söyledi:

"Yapay zeka herkesin hayatına dönüştürüyor, benim hayatımı da bir profesör olarak değiştiriyor, eğitimi değiştiriyor, istihdamı değiştiriyor, hükümetlerin iş yapış biçimini değiştiriyor yani bence burada inanılmaz bir potansiyel var verimlilik ve refah arttırmak için, ama bunu nasıl yöneteceğimizi çözmemiz gerekiyor. Bazı işler bence ortadan kalkacak ama zaten ortadan kalkacak olanlar çok sıkıcı tekrarlayıcı işler, yani robotlar tarafından yapılabilecek işler. Bence yaratıcılığa hizmet sektörüne ve insan odaklı işlere çok fazla alan açılacak ve bu da heyecan verici çünkü bu işler insanlara daha fazla tatmin sağlayan, daha anlamlı işler. Böylece sosyal sermaye oluşturulabilir, farklı türde toplumlar inşa edebiliriz. Yani bu gerçekten heyecan verici. Ama tabii buna nasıl uyum sağlanacak? işte hükümetlerin buna kesinlikle dikkat etmesi gerekiyor. Bu durum çünkü istihdam ya da işsizlik yaratabilir ve buraya geçişte sorunlar yaşanabilir. Eğitim alanında büyük yatırımlara ihtiyacımız var. İnsanların hayatlarını etkileyen gelişmeleri anlayabilmeleri ve kontrol edebilmeleri için onları desteklememiz gerekiyor ve bunu akıllıca yapmamız gerekiyor."