Advertisement

Bloomberg HT Tarım ve Gıda Zirvesi’nin konuğu Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli oldu.

İrfan Donat’ın soruları cevaplayan Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin açıklamaları şöyle;

Ekonominin olduğu yerde tüketim fiyatları hangi ekonomi olursa olsun bir artış içinde olacak. İster Batılı ister Doğulu ekonomi olsun ister istemez artacak. Burada ana eksenin şu olması lazım. Fiyatların artması kaçınılmaz olabilir ama ürün fiyatlarıyla da bunları desteklemek lazım. 2020 Temmuz itibari ile tarımsal girdi fiyat endeksinin yıllık 6,74 arttığını görüyorum. Ancak tarım ÜFE’ye baktığımız zaman Ağustos ayı itibari ile yüzde 17,36 artış var. Yani bunun anlamı biz maliyetlerin artışının üzerinde çiftçimizi, üreticimizi desteklemişiz. Rakamlar yalan söylemez, bunu her rakam destekliyor. Yani 216 milyar lira olan tarımsal gayrisafi milli hasılamız 275 milyar lira olmuş. Bugün üreticimize sorsak üreticimiz şunu söyleyecektir; evet mazot, tohum, gübre, fidan ve yem bunlar benim ana girdilerim ve benim maliyetlerim artıyor. Bu maliyetlerdeki artışı bir nebze desteklemek için sayacağım 4 destek tüm desteklerim yaklaşık yüzde 18 ile 20’sidir; Mazot ve gübre desteği, sertifikalı tohum desteği, fidan ve yem desteği. Bunların hepsi aşağı yukarı vermiş olduğumuz desteklerin kabaca yüzde 20’sidir.

Arkadaşlarımız bu konu hakkında gereken çalışmaları yapıyorlar. Geçen yıl ekim itibari ile biz çiğ sütte fiyatı 2.30’lara getirdiğimiz zaman bildiğiniz gibi süt-yem paritesi vardır. Bu süt yem paritesi normalde 1.30 tüm paydaşlar tarafından kabul edilen bir paritedir. Biz bunu belki de çok uzun zamandan beri ilk defa 1,50’ye çıkardık. Maliyetlerin arttığı bir ortamda bir marji olmalı ki 1,30’un altına düştüğü zamanlarda da üreticimizi kurtarsın. Arkadaşlar bu konu hakkında çalışıyor. yakın bir zamanda bu konu aydınlığa kavuşur.

Pancarda biliyorsunuz ki ağırlıklı olarak özel sektör var. Aşağı yukarı yüzde 20-25 Türk Şeker’in etkinliği var. Halihazırda Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yönetiliyor. 2 kurum bunun için çalışıyor. Pamuk tarafında da destekler bir miktar artırılmalı ve yeni destek paketinde bunun bir çalışması var. Pamuğu biraz daha desteklememiz konusunda hemfikiriz.

Desteklemelerin açıklanması biraz gecikti bunun farkındayız ama unutmayalım ki hala bir pandemi dönemi yaşıyoruz ve hala bir belirsizlik yönetiliyor. Bu belirsizlik yönetilirken de üretici ve çiftçi lehine tek bir kazanım olacağına, bir miktar daha gecikebiliyoruz. Maalesef geçen sene de geciktik. Gecikmeye karşılık çok ciddi bir tarımsal destek bütçesinde de bir artış yakaladık. Tarımsal desteklerle ilgili çalışma henüz tamamlanmadı ama yakında gelecek. Desteklerde aile işletmeleri yönünde birkaç iyileştirme planlıyoruz.

Üretici ve küçük üretici tarafından baktığınız zaman iş pazara ulaşımdan geçiyor. Bu kısmı halledersiniz geriye çok büyük bir problem kalmıyor. Pandemi dönemi için rakamlara bakmak lazım. İkinci çeyrekte Türkiye’nin büyümesi veya diğer sektörler büyümesine baktığınız zaman çoğunda negatif bir büyüme olduğunu göreceksiniz ama yüzde 4 tarım sektöründe ciddi bir büyüme var. Buğday, arpa, meyve, sebze, et, süt ve diğer konularda aslında 2019’da yakalamış olduğumuz performansı aynen devam ettiriyoruz. Her konuda aktif takip yapıyoruz. Son iki yılda üreticinin teri soğumadan kâra dönmesini ana amacımız haline getirdik. 2 yıldır aktif olarak ürün takibi yaptık. Serbest piyasaya inanırım ama tarım piyasalarının da regüle edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü üretim ve tüketim arasında geçen zamanda sizin mutlaka bu regülasyonu bir şekilde yapmanız gerektiğini düşünüyorum.

Yasalar amaç değil araçtır. Sözleşmeli üretimle ilgili bir yasa tasarımız var ama sözleşmeliden önce dijital tarım pazarını oluşturduk ki bu kendi kendini regüle edecek, alıcı ve satıcının birbirini puanlayacağı, ekosistemini kendi kendine oluşturacağı bir alan haline getirdik. Yani kredisi yüksek alıcılarla kredisi yüksek satıcıların bir araya geldiği yer. Sözleşmeli üretim hızla sonuçlandırılması gereken bir alışveriştir. Tüketici mahkemeleri gibi bir yapıyı hedefledik. Meclis'in açılması ile birlikte bu konuyu da konuşacağız. Bununla birlikte taklit ve tahşişle birlikte caydırıcılığın, hapis ve para cezasının artırılması var. Bakanlığımızın şeker piyasasını düzenleme denetleme faaliyetlerindeki etkisinin artırılması var. Yerli tütün oranının yüzde 30’a çıkartılması yönünde yasa düzenlemesi olacak. Meclis'e su yasa tasarısını getirmeye de planlıyoruz. Çok su tüketen bitkilerden az tüketenlere geçmemiz gerekiyor. Sulamada yeni yatırımlar yapmamız gerekiyor. Mevcut sulama yatırımlarının da rehabilite edilmesi gerekiyor.

Pakdemirli ayrıca, “Pandemi döneminde hiçbir üründe sıkıntı çekmedik. Türkiye tarımda ilk 10 ülke arasından yer alıyor. Tarımla ilgili rakamlar doğru patikada olduğumuzu gösteriyor. 20 milyon ton buğday üretiyoruz bunun üçte birini israf ediyoruz” diye de ekledi.