Haftaya bakış
Geçen hafta pozitif istihdam rakamları ile ABD’de işsizliğin %8 altına inmesine rağmen birçok ekonomik verinin olumsuz açıklanması toparlanma çabalarında belirsizliğin sürdüğünü gösteriyor. Bu çelişkili verilerin yanısıra çok uluslu şirketlerin karamsar ve endişeli açıklamaları yol haritası olarak göze alındığında, birçok küresel Merkez Bankası’nın neden koşulsuz kolay para politikasında ısrar ettiği anlaşılabilir. Şimdilik, başta ABD olmak üzere küresel borsalar ekonomide iyileşme sinyalleri veriyorlar. ABD başkanlık seçimlerinde Romney’in puan kaydetmesi ve nihayet İspanya’nın yardım paketi için başvurması piyasaları biraz rahatlatmış gibi görünse de Salı günü başlayacak üçüncü çeyrek bilanço sezonunun olumsuz getireceği beklentisi bu iyimserliği dengeliyor.
ABD TAHVİL PİYASALARI
• Politika yapıcıların vaatleri sanki “ekonomik yavaşlamayı bertaraf ediyor” tonunda bir konsensus oluşturuldu.
• ABD’de tarım dışı istihdam rakamları tahvil için gerçek hikaye.
Eylül ayında küresel ekonomide kötüleşme endişeleri ile tırmanan 30 ve 10 yıllık hazine kağıtlarının fiyatı geçen hafta risk alma eğiliminin öne çıkmasıyla gerilemeye başladı (faiz oranları yükseliyor). FED’in bir türlü kayde değer bir iyileşme sağlayamadığı isdihdam cephesindeki olumlu gelişmeler bu defa güven aracı olan 30 yıllık T-bonds fiyatını daha da düşük seviyelerde denge arayışına zorlayabilir. İsdihdam rakamları uzun vade hazine kağıtları için son derece önemli bir veridir. 147 cıvarına kadar gerileyen Aralık vade T-Bonds kontratları için 145 kritik destek teknik analiz değerlendirmelerin öne çıkacağı bir seviye olacak ve bu seviyenin ziyaret edilmesi 140’a sarkacak yorumları beraberinde getirecektir.
Bu haliyle piyasalarda, dolar endeksinin 80 altında işlem görmesi, S&P500 ve diğer majör endekslerin 5 yılın zirvesinde flört etmeleri, tahvil fiyatlarında “risk-on” eğilimini yansıtıyor. Şimdilik, tahvil fiyatlarında Ekim başında başlayan satış baskısı devam etmekle birlikte bu hafta Salı günü başlayacak olan bilanço sezonunda beklentiler olumlu değil. Ve bilançolar açıklanmaya başladığında endeksler için iyimser tablo buharlaşabilir, güven aracı olarak dolar endeksi ve tahvil fiyatları satış baskısını satın alma çabasına dönüştürebilirler. Aralık vade 30 yıllık tahvil (T-Bonds) kontratları 145 altında stop-loss kullanarak 146 cıvarı satın alındığında 150 hedefi için iyi bir fırsat olarak düşünülebilir.
ALTIN.
Yükselen altın fiyatı ardında ki karşıt güçler!
Temmuz ayında başlayan altın rallisinin kısaca sebeplerine bakalım;
1-) İlk ve apaçık neden, elbette Merkez Bankaları’nın kolay para politikalarıdır. Özellikle, lider konumunda olan FED politikalarının yükselen altın fiyatı üzerinde oldukça etkili olduğu açık ve net. Hepimizin bildiği gibi altın enflasyonu sever ve parasal genişleme (likidite) eninde sonunda altın fiyatına sızar. Likidite ile altın’a hücum “kazanma hırsı” ile özdeştir.
2-) Altın’ın güçlü performansı üzerine öne sürülen diğer bir faktör olarak Çin ekonomisindeki beklentiler gösteriliyor. Bloomberg’e göre Çin’in endüstriyel üretim gelirleri beş aydır ard arda azalıyor. 2012 ekonomik hedeflerinin çoğunu sağlayamayan Çin yetkilileri ekonomiyi destekleyici politikalarına devam ederek, örneğin, faiz oranlarını daha düşürebilir, kolay para politikası ve halka arz faaliyetleri (İPO) ile hem ekonomisini toparlamak hemde Shangai borsasındaki düşüşe son vermek istiyorlar. Birçok üründe olduğu gibi altın talebinde önde gelen Çin tüm bu çaba ve faaliyetleri çerçevesinde altın fiyatlarının yükselmesine sebep olur. Yatırımcılar Çin beklentileri çerçevesinde altın satın alma faaliyetleri de “kazanma hırsı” ile özdeştir.
3-) Teknik anlamda bakıldığında, birkaç ay öncesine kadar düşük seviyede olan altın fiyatı, bir dizi uzun vade teknik göstergeler tarafından satın alma sinyali veriyordu. Örneğin, 10 aylık osilatör altın fiyatına kısa dönem için duyarlı olmamakla birlikte uzun dönem değişikliklere aşırı duyarlı bir paralellik gösteriyordu, ve tetiklendiler.
4-) Ancak, altın fiyatının Temmuzdan bu yana mükemmel performansını sadece Merkez Bankaları’na ve Çin’e bağlı olduğu düşünülmemelidir. Altın satın almanın en önemli sebeplerinden başta geleni belirsiz ve olumsuz ekonomik süreçlerde güven arayışıdır. Yani ekonomik belirsizliğin öne çıktığı süreçlerde altın talebinin artması ve fiyatına endişe priminin eklenmesi doğaldır. Yatırımcıların bu sebeple altın satın alması ise “kaybetme korkusu” ile özdeştir.
Merkez Bankaları’nın koşulsuz desteğinin ekonomik toparlanma için yeterli olup olmayacağı konusunda jüri hala karar vermiş değil ama gerek “kazanma hırsı” gerek “katbetme korkusu” altın fiyatını destekliyor ve bu durumun en az 2014’e kadar devam etmesi bekleniyor. Uzun vade için iyi senaryo’ya kimsenin itirazı olmamakla birlikte, kısa vade düzeltmeler sıkıntı verebilir.
Teknik analiz
Altın fiyatı yükselen tepe ve dip işlemleriyle pozitif teknik resmi sürdürmekle birlikte 1800 dolar/ons direnci bir türlü aşılamıyor. Bu seviye üzerinde yoğun ölçüde stop-loss emirlerinin olduğu ve büyük yatırımcıların bu emirleri temizleme alışkanlığı düşünülürse, altın fiyatının 1800 dolar üzerinde işlem görmesi beklenirdi. Bir kaç kez denenmesine rağmen hala gerçekleşmiş değil. Öte yanda Bollinger Bandı daralıyor, ne kadar daralırsa kırılma yönünde tepki o kadar güçlü olur.
Daha fazlası için www.atesanaybars.com