Amerika istihdam yaratmıyor, Avrupa küçülüyor, Türkiye S&P'ye kızıyor
Geçen haftanın özeti başlıkta ifade ettiğim gibiydi. Hafta boyunca Avrupa'dan gelen bütün PMI (SATIN ALMA ENDEKSİ) verileri beklenenden kötü geldi. ABD'den beklenen Tarım Dışı İstihdam verisi iki ay üst üste hayal kırıklığı yarattı. Derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye'nin kredi görünüm notunu BB+'den BB durağan'a düşürdü.
Avrupa ekonomisi hızla soğuyor
Geçtiğimiz hafta Avrupa'dan gelen PMI verileri gerçekten oldukça düşündürücüydü. Euro Bölgesi için hazırlanan ortak PMI verisi 46,7 seviyesine geriledi. Bu seviye Avrupa Merkez Bankası'nın ilk LTRO ( Uzun vadeli repo ihalesi) öncesinde, yani Ekim 2011'de en son görülmüştü. 1 trilyon para basıldıktan sonra gelinen nokta oldukça karamsar.
Ülke bazında baktığımızda da durum vahim gözüküyor Avrupa'da.
50'nin altının daralma ifade ettiği PMI verilerinde Nisan ayı itibari ile açıklanan rakamlar aşağıdaki gibi;
İtalya 42,3
İspanya 42,1
Fransa 45,2
Almanya 46,2
PMI verilerinin arkasından Avrupa'da bu yıl % 1'lerin üzerinde bir daralma yaşanabileceği ve Avrupa Merkez Bankası'nın parasal genişlemeye devam edeceği bu hafta boyunca konuşuldu.
Türkiye S&P'ye kızıyor
Haftanın en sürpriz olaylarından biri de 1 Mayıs'ta S&P'nin Türkiye'nin not görünümünü BB+'dan BB durağan'a düşürmesi oldu. S&P'nin buna gerekçesi Türkiye'nin kötüleşen ticaret açığı ve Avrupa'nın zora girdiği ortamda bu denli bir açığın fonlanmasının zorlaşacağı teziydi. ABD'den sonra nominal olarak en büyük cari açığı veren ülkenin Türkiye olduğunu belirten S&P, bu durumun kendilerini rahatsız ettiğini söyledi.
Ancak bu açıklamalar başta Başbakan Erdoğan olmak üzere Türkiye'deki bir çok siyasetçi, ekonomist ve bankacıyı tatmin etmedi.
Tartışmaların S&P'nin ideolojik olup olmadığı ya da derecelendirme kuruluşlarının zaten yıllardır Türkiye'nin hakkını yediği konularına bu yazıda girmek istemiyorum. Her iki konuyu da Bloomberg HT ekranlarında hafta boyunca tartıştık. Ancak şu bir gerçek ki cari açığımız yüksek. Hem de dünya ekonomilerinin topyekün bir krizden geçtiği düşünülürse Türkiye için ciddi bir risk unsuru. Türkiye'nin enerjisini onunla bununla kavga etmek yerine, enerji ihtiyacının neredeyse tamamını yurt dışından karşılayarak büyüttüğü ve geliştirdiği, büyük oranda ithalata bağlı ihracat modelini YENİDEN GÖZDEN GEÇİRMESİ gerekiyor. Biz ödevimizi yapalım, sonra ne derecelendirme kurumları bizi engelleyenilir ne de başkası önümüzü kesebilir.
ABD istihdam yaratmıyor
Ve haftanın son günü gelen tarım dışi istihdam verisi bir kez daha hayal kırıklığı yarattı. 160 bin kişi artış bekleniyordu ancak sadece 115 bin geldi. 2 aydır üst üste tarım dışı istihdam kötü geliyor ve Amerika ile ilgili olumlu beklentiler bozuluyor. Şirket bilançoları inadına beklenenden daha iyi gelirken, istihdam ve konut sektörü ABD'nin yarayan kanası durumda.
FED 3.tur parasal genişleme için bir sebep yok demişti ancak kötü istihdam verileri bu fikrin yeniden gözden geçilmesini gerektirebilir. Ancak bir QE3 daha olursa piyasa bu sefer 'bunu çoşkuyla' satın alınır mı? Şüpheliyim.