% 1.6'lık büyüme rakamının hatırlattığı gerçekler
3. Çeyrek büyüme rakamları açıklandı. Türkiye 3. çeyrekte %1,6, mevsimsellikten arındırıldıktan sonra ise % 0,2 büyümüş oldu. Böylece yılın üç çeyreği sonrasında Türkiye ortalama yıllık % 2,6 büyümüş oldu. Enteresan bir tesadüf ile aynı gün Ekim ayı sanayi üretim rakamları da açıklandı. Dolayısı ile hem 3. çeyrek büyüme rakamları ne diyor? Hem de son çeyrek nasıl geçecek? Anlamış olduk.
Türk Ekonomisi tahmin edilenden hızlı soğuyor
Yıl başında OVP’de büyüme tahmini % 4 olarak belirlenmişti. Sene ilerleyip rakamlar gelmeye başladığında özellikle iç tüketimin beklenenin altında kalması ile 2012 sene sonuna büyüme beklentileri %3’lere revize edildi. Son gelen 3. çeyrek verisi ve Ekim ayı sanayi üretim verisinin ardından ise bu sefer yıl sonu büyüme beklentileri % 2.5’lara çekilmeye başlandı.
2012 büyümesine hangi sektör ne kadar katkıda bulundu?
Eylül ayı sonu itibari ile Türk ekonomisinin % 2,6’lık büyümesinin 4,7 puanı ihracattan kaynaklanıyor. Buna karşılık iç talep -1,1, stokların etkisi ise -1 puan düşürücü etkisi oldu. Yani sadece ihracata kalsa Türkiye % 4,7 büyürdü ama iç talebin daralması ve stokların yerine konmaması büyümenin % 2,6’ya kadar geri çekilmesi anlamına geliyor.
Son çeyrekte iç tüketim iyice daralıyor
Faiz hadlerinde belirgin bir düşüş olmasına rağmen yılın 3. çeyreğinde iç tüketimin büyümeye katkısı -1,7 puan. Yani yıllık negatif katkısı olan -1,1 puandan daha fazla. Bunun en büyük sebebi de özel sektörün yatırımları azaltıyor olması. Bu dönemde yatırımlarını artıran tek yer kamu.
2013’de % 4 büyüme hedefi tehlikede mi?
Bu sene büyüme hedefini yakalayamayacağımız ortada. Şimdi sorun, 2013’de % 4'lük büyümeyi tutturabilir miyiz?
Bunun bir parça cevabı Ekim ayı sanayi üretim verisinde. Ekim ayı sanayi üretim verisi mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış şekilde bakıldığında % 2,6 daralmış gözüküyor. En büyük kayıplar da % 4,5 daralma ile elektrik ve gaz üretimi ve % 3,5 ile madencilik sektöründe. Yani Ekim ayında sanayi durmuş.
İşte bu noktada akla şu soru geliyor; 2013’de % 4’lük büyüme hedefini nasıl yakalayacağız?
Bu konuda genel uzlaşı, iç tüketimin canlanması ve stok artışı ile azalacak olan ihracat katkısının dengelenmesi şeklinde. Ancak rakamlara bakıldığında bu çok kolay değil.
Seneye ABD’nin muhtemelen yaptırımları ile azalacak olan altın ihracatı, AB’de resesyonun devam edeceği ve global ekonomilerin soğuduğu gerçeği ile ihracatın büyümeye katkısı negatif olacaktır. Bu durumda iç büyüme ve stok değişimin yaklaşık 5 puanlık bir katkı yapması gerekecek ki, bunu çok mümkün görmüyorum.
Velev ki iç tüketim düşük faiz hadleri ile 2013’de şaha kalktı.
İşte böyle bir senaryoda akla gelen ilk tepki, iç tüketim ile büyüyen bir ekonominin 55 milyar $’a kadar düşen cari açığımızı tekrar zıplatacağı gerçeği.
Demiştik ya; 2013 zor geçecek. Hatta bu seneden daha zor.