Advertisement

 

Başlığı okuyup yazının detayını merak ettiyseniz hemen söyleyelim.

Bahsettiğimiz rakam, küresel şarap ticaretiyle ilgili.

Bundan yaklaşık 1 ay önce (21 Ağustos 2019) Tarım-Analiz programında Çamlıca Bağları sahibi Mustafa Çamlıca’yı ağırladık.

Mustafa Bey ile Türkiye’de üzüm üretimi ve bağcılık konusunu konuştuk.

Programdan sonraki günlerde farklı gazetelerde bu konuyla ilgili haber ve görüşler yer aldı.

Sektör adına ‘farkındalık yaratmak’ bizleri sevindiriyor.

Biz de bu konuyu sadece konuşmaktan öte yazarak da ele alalım istedik.

Ama yazıyı biraz beklettik.

Zira hafta sonu Kırklareli Belediyesi ile Kent Konseyi’nin organize ettiği “11’inci Kırklareli Yayla, Bolluk, Bereket, Hasat ve Bağ Bozumu Şenlikleri”ne katıldık.

Hem üzüm üreticileriyle konuştuk hem hasada katıldık hem de Mevsiminde Tarım programı için sizlere güzel bölümler çektik.

Tabii üzüm denilince konunun en ilgi çekici kısmı işin katma değerli boyutu.

Zira, üzüm üretiminin içine katma değerli hikayeyi ekleyebilirseniz, o hikâye milyarlarca dolarlık bir romana dönüşüyor. Eğer ekleyemezseniz o hikaye bize masal gibi geliyor.

Lafı uzatmadan ne demek istediğimizi verilerle somutlaştıralım.

2018 yılı itibariyle dünya şarap pazarının büyüklüğü 37 milyar doları aşıyor.

Kıtalar bazında bakıldığında Avrupa, şaraptan en fazla döviz kazanan ülkelere ev sahipliği yapıyor.

Dünya şarap ihracatının yüzde 72’sine denk gelen 27,1 milyar dolarlık hacmi tek başına Avrupa ülkeleri sağlamış durumda.

FRANSA 11 MİLYAR DOLAR KAZANIYOR!

Peki Avrupa’da şarapçılıkta öne çıkan ülkeler hangileri?

Tahmin ettiğiniz üzere Fransa ilk sırada

Fransa, 11 milyar dolarlık şarap ihracatıyla toplam küresel şarap ihracatının yüzde 29,5’inde söz sahibi.

İkinci sırada 7,3 milyar dolarlık şarap ihracat kapasitesiyle İtalya geliyor.

İspanya 3,5 milyar dolar, Avustralya ise 2,2 milyar dolar ile sırayı takip ediyor.

Şili 2 milyar dolar, ABD ise 1,4 milyar dolarlık şarap ihracatıyla sıralamada ilk 5 ve 6'da yer alıyor.

Şaraplık üzüm üretimine uygun toprağı, iklimi ve genetik çeşitliliğiyle tıpkı diğer tarımsal ürünlerde olduğu gibi burada önemli bir fırsat ve potansiyel barındıran Türkiye’nin şarap ihracat verilerini merak edenleri bekletmeyelim.

Rakam, burada milyar dolar seviyesinden bir anda milyon dolarcık düzeyine iniyor.

Hazır mısınız?

Türkiye, geçen yıl itibariyle sadece ve sadece 10,1 milyon dolarlık şarap ihracatı gerçekleştirdi.

Mustafa Çamlıca’nın verdiği bilgilere göre, bu ihracatın yarısını Türk Hava Yolları, Duty Free ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki şarap satışları oluşturuyor.

Yani gerçek anlamda ihracat rakamımız 5 milyon dolar civarı.

Önceki yılların verileri de çok farklı değil.

Son 5 yıla baktığımızda 9,7 milyon dolar ile 11,8 milyon dolar arasında bir şarap ihracatı rakamına takılı kalmış durumdayız.

TARIMDA KATMA DEĞERLİ ÜRETİM VE MARKALAŞMA

Tarımın gıda sanayii ile entegrasyonu ve pazarlama stratejilerinin, en az tarımsal üretim kadar kritik önemde olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz.

Eğer üretimden pazarlamaya kadar stratejiyi doğru kurgulamaz ve dar bir açıdan bakarsanız kazancınız da benzer şekilde daralır.

Türkiye’de üzüm yetiştirmek ya da bağcılık denildiğinde ilk akla gelen şey yaş sorfalık üzüm veya kuru üzüm

Üzümden katma değerli ürün üretme tarafında ise pekmez, sirke, reçel, hardaliye ve şıra gibi daha sınırlı bir bakış açısına sahibiz.

Şarap tarafına nedense gereken ilgi ve destek gösterilmiyor.

Destek’ bir yana şarap üretim, pazarlama ve ihracatına ilişkin politikalar son dönemde sektörde ‘köstek’ olarak nitelendiriliyor.

Toplam üzüm üretimimizden yola çıkarak üzümü değerlendirme şekline baktığımızda yüzde 52’sini sofralık olarak kullanıyoruz, yüzde 37’sini kurutmalık, yüzde 11’ini de şaraplık-şıralık olarak değerlendiriyoruz.

BAĞCILIK ALANLARI DARALIYOR

TÜİK verilerine göre Türkiye’de bağcılık alanı 417 bin hektar.

Ancak yıllar itibariyle baktığımızda bağcılık alanlarımızda bir azalış trendi söz konusu.

10 yıl önce 480 bin hektar olan bağcılık alanı, 2000’lerde 535 bin hektar seviyelerindeymiş.

Yani 2000’den bu yana bağcılık alanlarımız yüzde 22 daralmış.

Halbuki Mayıs 2018’de, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) “Bağcılık Sektörü ve Üzüm Üreticilerinin Sorunlarının Araştırılarak Alınacak Tedbirlerin Tespit Edilmesi” maksadıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulmuştu.

Komisyon, sektörün tüm paydaşlarını dinleyerek ve dünyadaki durumu analiz ederek 200 sayfalık detaylı bir rapor yayınlanmıştı.

Peki sonra ne oldu?

Hiçbir şey…

Hatta dönemin AK Partili Araştırma Komisyonu Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Necip Kalkan’ın Hürriyet Gazetesine yansıyan şu ifadeleri çok dikkat çekmişti: “Dünya üretiminde İtalya ikinci sırada, 8 milyon tona yakın üretim yapıyor. Kuru üzüm ihracatı sıfır. Almanya’da da durum aynı. Fransa, İspanya, Brezilya hiç biri kuru üzüm ihracatı yapmıyor. Kuru üzüm ihracatını biz yapıyoruz. Pekala Fransa ne yapıyor? Şaraplık üzüm yapıyor, 10 milyar dolar geliri var. Bizim kuru üzümden 400-500 milyon dolarlık gelirimiz var. Şarapçıları da dinleyelim. Adamlar 10 milyar dolarda koşturuyorlar, bizim 500 milyon dolarda, bin bir tane derdimiz var. Bence anahtar, yaş üzümün yanında şaraplık üzümü de üretmenin ve onu ihraç etmenin artık zamanı gelmiştir.”

Fazla söze gerek yok…

Biz 500 milyon doları aşan kuru üzüm ihracatına sevinirken, Fransa 11 milyar doları aşan şarap ihracatıyla uğraşıyor.

Burası yanlış anlaşılmasın…

Tabii ki yaş/sofralık üzüm üretimi önemli, tabii ki kuru üzüm ihracatımızı artırmamız lazım. Tabii ki üzümün diğer katma değerli üretimlerini göz ardı etmeyelim.

Ama üzümdeki potansiyeli sadece bu ürünlerle sınırlandırmak bu ülkenin tarımına, çiftçisine, sanayicisine ve ihracatçısına haksızlık değil mi?

O yüzden Türkiye artık bir şeye karar vermek zorunda.

Tarımda katma değerli ve markalı üretim ve pazarlama stratejisiyle 37 milyar dolarlık pastadan milyarlarca dolarlık dilim mi alacak yoksa milyon dolarlık kırıntılarla idare mi edecek

Ne dersiniz?

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com