Bu Haftanın Konuşulmayan Gündemi…
(İpucu: kadınların işgücüne katılımı, gıda siyaseti ve “su” ekonomisi…)
Biz Kurban Bayramı nedeniyle bir hafta kapalıyken, önemli olduğunu düşündüğümüz verileri ve olayları Cuma gününden bu yana yayınlarda sizlerle paylaşıyoruz. Üç kıtadan gelecek olan TÜFE (enflasyon) verileri, Çin’in büyüme rakamları, Avrupa’da Maliye Bakanları toplantıları (ECOFİN) ve “bankacılık birliği” konusunda atılacak adımlar ve tabi ki 14 gündür kapalı olan Amerika cephesinde “borç tavanı” konusunda Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki politik dengenin kaldıracın neresinde duracağı ve diğerleri…
Makroekonomik açıdan iktisatçılar daha uzun vadeli yapısal sorunlara odaklandığından, bu haftanın gündemine birde bu gözle bakmak istedim.
15 Ekim - Dünya Çiftçi Kadınlar Günü
Asya ekonomilerinden her gün bahsederken, Asya’daki yoğun pirinç ekiminde harcanan işgücünün %50’sinin kadınlara ait olduğunu, endüstriyel ülkelerde yapılan zirai çalışmaların %30’unun kadınlar tarafından gerçekleştirildiğini ve kadınların ev ve toplum hayatına tahminen 15 trilyon dolarlık ücretsiz iş yaparak katkıda bulunduklarını biliyor muydunuz? Ülkemizde 15 Ekim Çiftçi Kadınlar Günü 1997’den beri kutlanıyor ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın il müdürlüklerinde düzenlediği konferanslarla ve çiftçi eğitim kurslarıyla yer buluyor.
TUİK istatistiklerine baktığımızda, 2013 Temmuz itibariyle Türkiye’de işgücüne katılım oranı erkeklerde %72,5 kadınlarda ise %31,6 seviyesinde bulunuyor. İstihdam edilenlerin SGK kuruluşlarına kayıtlılık durumlarına baktığımızda ise, tarım sektörüne kayıtlı kişilerin %84,2’si kayıt dışı (kadın erkek toplam). Tasarruf sorununu yapısal açıdan düzeltmeyi tartışırken, özellikle kadın çiftçilerin işgücüne katılım oranlarına da daha detaylıca bakmak gerekiyor.
16 Ekim - Dünya Gıda Günü
İyi haber şu ki, açlıkla mücadelede ilerleme kaydediliyor. Ancak gıda denince, ekonomik açıdan aklıma tarımsal üretim fazlası olan bazı gelişmiş ülkelerin, kendi fazla üretimlerini pazarlayabilmek için, daha az gelişmiş ülkelere “gıda yardımı” adı altında tarımsal üretim göndermesi de geliyor. Buradaki gıda siyasetinin, az gelişmiş ülkelerin tarım sektörünü sekteye uğrattığını kanıtlayan akademik çalışmalar da var. Ekonomik açıdan, gıda yardımı konusunun hukuksal çerçevesinin kalın çizgilerle çizilmesi çok önemli. Gıda sanayisi, 280 milyar liraya yaklaşan cirosu ve 380 binin üzerinde çalışanıyla, Türkiye’nin en büyük üretim sanayisi konumunda bulunuyor. TGDF’nin açıkladığı 2012 Gıda ve İçecek Sanayi Envanteri’ne göre, gıda ve içecek sektörü 2012 yılında 5,1 milyar dolarlık ithalatına karşın, 9,5 milyar dolarlık ihracatla, 4,4 milyar dolar pozitif dış ticaret hacmi veren bir sektör. Gıda ve içecek sanayinin ihracat artışı bir önceki yıla oranla %7,2 büyüme gösteriyor.
17 Ekim - Dünya Yoksulluklarla Mücadele Günü ve 18 Ekim - Dünya Su Denetleme Günü
Evet, son dönemde kimyasal silah denetimini konuşuyoruz ve su denetleme gününün varlığından bile birçoğumuzun haberi olduğunu sanmam. Ancak su ekonomisinin önemine de değinmeden geçmek olmaz. Dünya Su Denetleme Günü her yıl kutlanır ve amaçları da şunlardır: Yerel su kaynaklarını korumak, su kaynaklarının ne kadar sağlıklı olduğu konusunda bilgi toplamak, su denetiminin önemini göstermek. Türkiye’de Gıda Güvenliği Hareketi her hafta "Ambalajlı Su Raporu" tablosu yayınlıyor. İşin bu tarafı içme suyuyla ilgili kısmı. Bir diğer tarafı da suyun, ekonomik güç olarak kullanılabilme potansiyelidir. Gittikçe kuruyan Orta Doğu ile ileride belki de altın ihracatı gibi, su ihracatı yapacağımız günlerde gelebilir.
Keşke küresel piyasalarla entegre olduğumuz kadar bu tip makroekonomik konularla da, daha fazla entegre olabilsek diye düşündüm, paylaşmak istedim. Öyle bir düşünce…