Advertisement


Hakikaten olağanüstü bir dönemden geçiyoruz.

Baş döndürücü hızdaki gelişmeler sonucu tarım piyasasında farklı yönlerden rüzgârlar esiyor.

Bugün size son bir haftada meydana gelen küresel ve Türkiye özelindeki gelişmeleri özetlemeye çalışacağız.

Aslında bugünkü yazımızda öne çıkan her bir başlık ayrı bir yazı konusu ama dediğimiz gibi gündem o kadar yoğun ve hızlı ilerliyor ki sizlere hepsini özet halinde sunalım istedik.

Bildiğiniz üzere küresel gıda fiyatları Aralık'ta üst üste yedi aylık yükseliş trendini sürdürdü.

FAO Gıda Fiyat Endeksi, 2020 boyunca üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Bloomberg Tarım Emtia Endeksi ise 2014 yılından bu yana en yüksek seviyesini test ediyor.

Endekse göre gıda fiyatları 6 yılın zirvesinde!

Peki neler oluyor piyasada?

Gelin birlikte bir göz atalım…

ARJANTİN’İN MISIR İHRACATINI KISITLAMA GİRİŞİMİ

Arjantin, hem içerideki tedariki sorunsuz sürdürmek hem de fiyat istikrarı sağlamak gerekçesiyle mısır ihracatında kısıtlamaya gitti.

Önce, Ocak ve Şubat aylarında tüm mısır ihracatını askıya alma kararını açıkladı.

Bazı ülkelerin Arjantin’deki gibi mısır ihracatını askıya alma ya da kısıtlama hamleleri sonucu özelikle son iki haftada mısır fiyatları periyodik olarak yükseliş trendine girdi.

Arjantinli çiftçilerin söz konusu hamleye tepkisi üzerine, hükümet mısır ihracatını günde 30 bin ton ile sınırlandırdığını açıkladı.

Ancak çiftçiler, bu kararı da protesto ederek eldeki ürünleri satmadı ve mahsulünü piyasadan çekti.

3 günlük satış yapmama protestosunun ardından Arjantin yönetimi üreticilerin söz konusu tepkisi karşısında kısıtlamayı kaldırırken, tarım bakanlığı yerli mısır fiyatlarını izlemek için bir komisyonun görevlendirileceğini açıkladı.

ABD TARIM BAKANLIĞININ RAPORU

ABD Tarım Bakanlığı tarafından yayınlanan son görünüm raporu da gıda fiyatlarındaki yüksek seyrin devamına ve bundan sonraki sürecin zorluğuna işaret ediyor.

Rapora göre, Covid-19 salgını sırasında artan gıda talebi sonucu bozulan küresel tedarik zinciri ve ticaret dengelerine ek olarak tarım emtiasında iklim etkisiyle aşağı yönlü gerçekleşen rekolte revizyonları, gıda fiyatları üzerindeki baskıyı daha da arttırıyor.

Özellikle buğday, soya ve mısırda geçen sezona göre daha düşük rekolte beklentileri ve stok tahminlerindeki geri çekilme, her üç ürünün fiyatlarında da rekor seviyelerin görülmesine neden oldu.

Buğday vadeli işlemleri 5 Ocak'ta altı yılın en yüksek seviyesini test etti.

Mısır vadeli işlemleri 7 yılın en yüksek seviyesini gördü.

Soya fasulyesi fiyatları da 2014'ten bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.

Söz konusu ürünlerin fiyatlarındaki artışta Çin etkisini de es geçmemek lazım.

Çin, son dönemde soya fasulyesi, mısır ve buğday ithalatını önemli ölçüde arttırdı.

KÜRESEL BUĞDAY TİCARETİNDE AVUSTRALYA ETKİSİ

Avustralya'daki buğday ihracatçıları rotayı Kuzey Afrika ve Ortadoğu'ya çevirdi.

Neden mi?

Bu sorunun cevabını vermek için Avustralya’daki gelişmeleri de aktarmakta fayda var.

Avustralya tarımı son dönemde tıpkı diğer ülkeler gibi sadece pandemiden olumsuz etkilenmedi. Çin ile artan gerginliklerden dolayı yaşanan ticaret kesintileri de tarım sektörünü olumsuz etkiledi.

Ama tüm bu gelişmelere rağmen buğday çiftçileri için görünüm nadiren daha iyi gözüküyor.

Zira Avustralya buğday ihracatında dünyanın ilk beş ülkesi arasında yer alıyor.

Her ne kadar dünyanın farklı bölgelerinde kuraklığın olumsuz etkileri hissedilse de güney yarımküredeki Avustralya’da yağışlar oldukça iyi ve bu yıl 30 milyon tonu aşan bir buğday rekoltesi beklentisi ile şimdiye kadarki en iyi ikinci hasat sezonunu gerçekleştirmeye hazırlanıyor.

Bu da dünyanın farklı bölgelerinde olumsuz hava koşullarıyla birlikte rekolte tahminlerinin aşağı çekildiği bir dönemde Avustralya’nın elini güçlendiriyor.

Son yıllarda, Güneydoğu Asya'nın talebini karşılayacak hacimlere sahip olmayan Avustralya şimdilerde Endonezya, Tayland ve Vietnam pazarına da odaklandı.

Özellikle Rusya’da olumsuz hava koşullarının etkileri daha çok hissedilir ve rekoltede kayıplar yaşanırsa, Avustralya buğdayının Kuzey Afrika ve Orta Doğu pazarına girmesinin de yolu açılmış olur.

Türkiye, un ihracatında dünya birinciliği ve makarna ihracatında da dünya ikinciliği koltuğunda oturuyor ama unutmayalım ki söz konusu ihracata konu olan mamullerin hammaddesini ağırlıklı olarak Rusya, Ukrayna gibi ülkelerden tedarik ediyoruz.

Hammadde tedarikinde yaşanacak sorun ya da artacak maliyetler rekabetçilikte elimizi zayıflatacak önemli bir unsur.

2021’DE GIDA FİYATLARINI BELİRLEYECEK FAKTÖRLER

Anlaşılan o ki gıda fiyatlarındaki yukarı yönlü seyri bir süre daha konuşacağız.

2020 yılındaki yüksek seyrin ana tetikleyicisi pandemi dolayısıyla ülkelerin gıda güvencelerini sağlamak adına gösterdikleri stoklama refleksiydi.

Bazı ürünlerin ihracatına kota getirildi ve kısıtlamaya gidilirken bazılarında ihracata ek vergiler konuldu. En yakın ve somut örnek Rusya.

Moskava Yönetimi buğday ihracatını 17,5 milyon ton ile sınırladı. Ton başına 25 Euro ek vergi getirdi. İhracat kotasının aşımı halinde yüzde 50 ek vergi uygulama karar aldı.

Buna karşın ithalatçı ülkelerin artan gıda güvencesine yönelik paniği, küresel tedarik zincirinde yaşanan kısmi olumsuzluklar ve böyle bir ortamda tarım emtiasına yönelik artan yatırımcı iştahı fiyatları daha da yukarı çekti.

Şimdi, 2020’den 2021 yılına miras kalan bu etkilere bir de iklim koşullarını ekleyin.

Başta kuraklık olmak üzere olumsuz iklim şartları dünyanın farklı bölgelerinde temel hammadde niteliğindeki ürünler üzerinde “rekolte kaybı” odaklı ciddi bir baskı yaratıyor.

Gelelim son 1 haftada Türkiye’de göze çarpan gelişmelere…

BİTKİSEL YAĞ FİYATLARINA YÜZDE 20 ZAM YOLDA

Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, bugün 2020 değerlendirmesi ve 2021 öngörülerine yer verdiği bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Geçen yıl ham yağın tonunu 700 dolara ithal ederken, bu yıl aynı yağı bin 325 dolara ithal ettiklerini söyledi.

2020 ilk çeyreğinde 5 litrelik Ayçiçek yağının fiyatını 25 lira civarında olduğunu hatırlatırken, aynı yağın şuan marketlerde 75 liradan satıldığını söyledi.

Zaten 2020 yılında fiyatı en çok artan gıda ürünleri arasında yüzde 52 zam ile Ayçiçek yağı, yüzde 50 zam ile de mısırözü yağı dikkat çekiyor.

Ama Tahir Büyükhelvacıgil’e göre bunlar daha iyi günlerimiz.

Zira, ham maddedeki son maliyet artışlarının henüz raf fiyatlarına yansımadığını kaydeden Büyükhelvacıgil, maliyet artışına bağlı olarak yüzde 20’lik bir fiyat artışı daha beklediğini ifade ediyor.

TMO’NUN İTHALATI ARALIKSIZ SÜRÜYOR

Türkiye, buğday açısından iç tüketiminde kendi kendine yeter gözükse de ihracata giden ürünler açısından ithal hammaddeye bağımlı durumda.

Geçen sezon 9,8 milyon ton buğday ithal eden Türkiye, 2020-2021 sezonunda da yine rekor seviyelerde ithalata sahne olacak gibi gözüküyor.

Zira, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım ihaleleri son aylarda sıklaştı ve yoğunlaştı.

Piyasada oluşan buğday fiyatlarının TMO’nun açıkladığı alım fiyatlarının çok üzerinde olması TMO’nun iç piyasadan yeterli ürün almasını engelledi ve stoklarında açık yarattı.

Söz konusu açığı kapamanın tek yolu da ithalat olunca TMO, açılan ihalelerle birlikte yoğun bir buğday ithalatına yöneldi.

Ağustos 2020-Ocak 2021 arasında şuana kadar 7 buğday alım ihalesine çıkıldı. 19 Ocak'taki 7’nci ihale ile TMO’nun 5 aylık buğday ithalatı toplamı 2.5 milyon tona ulaşacak.

REKABET KURUMU 34 FİRMAYA CEZA KESTİ

Gıda enflasyonunda ekmek ve tahıl grubundaki fiyat artışları da çok konuşuldu.

Rekabet Kurumu, geçtiğimiz günlerde resmi internet sitesinden önemli bir duyuru yayınladı.

Duyuruda, buğday unu pazarında faaliyet gösteren 46 teşebbüsün ihalelerde danışıklı teklif vermek suretiyle Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu ihlal edip etmediklerinin tespitine yönelik yürüttüğü soruşturmanın tamamlandığı açıklandı.

Rekabet Kurumu, buğday unu pazarında faaliyet gösteren 34 teşebbüse toplam 25 milyon lirayı bulan idari para cezası verdi.

Rekabet Kurumu’nun bu yıl fiyatlarda spekülatif ve manipülatif etkileri takip ederek gıda sektörüne yönelik benzer soruşturmaları açması ve cezalar kesmesi muhtemel.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNE YÜZDE 25 ZAM GELDİ

Beklendiği üzere, 1 Ocak itibariyle market raflarında süt ve süt ürünlerine yüzde 20-30 arasında zam geldi.

Hatırlanacağı üzere çiğ süt referans fiyatı 15 Kasım 2019 ile 1 Ocak 2021 arasında 2,30 TL idi. Söz konusu dönemde çiftçinin sadece yem maliyeti yüzde 60 artarken, 1 Ocak’tan itibaren çiğ süt tavsiye fiyatı yüzde 21,7’lik fiyat artışı ile 2,80 TL oldu.

İşte o artışın yansıması anında market raflarına yansıdı.

2021 yine hem üretici hem de tüketici açısından oldukça sprizlere açık ve harekeli geçecek gibi görünüyor.

Gelişmeleri takip edip, sizlerle payşlaşmaya devam edeceğiz.

İrfan Donat - Bloomberg HT Tarım Editörü
idonat@bloomberght.com